Mitolojideki Şifalı Bitkiler:Gerçek mi,Hikaye mi?

Mitolojideki Şifalı Bitkiler:Gerçek mi,Hikaye mi?

Mitlerden,özellikle Yunan mitolojisinden bahsedilince insanların bir kısmında olumsuz çağrışımlar uyanmaktadır.Güvenilirliği tartışılan bu hikayelerin tamamen kökensiz olduğunu söylemek ise yanlış bir yaklaşım olur.Halk hikayeleri olarak ortaya çıkan bu efsaneler abartılı tasvirlerinin yanında eczacılık ve tıp temalarına dair oldukça yaygın izler de taşır.

Mitlerde Tıbbi Unsurların Çıkışı

Mitlerin tam çıkış tarihi saptanamasa da aktarımının başlangıcının yaygın olarak M.Ö 18. yüzyıldan itibaren Minos ve Miken ozanları tarafından yapıldığı bilinmektedir.Tıbbi unsurlardan bahsedilen ilk mit olarak ise kaynaklar Kheiron’un hikayesini göstermektedir.Yunan mitolojisinde centaur (yarı insan-yarı at) olarak geçen Kheiron aynı zamanda ilk şifacı figürlerden biridir. Kaynaklara göre Kheiron ismiyle anılan dağında tıbbi bitkiler arar,kahramanları eğitir. Benim bugün size bahsetmek istediğim hikayeler ise halk arasında daha yaygın olarak anılan defne (Laurus nobilis), nergis (Narcissus poeticus ),mavi lotus (Nymphaea caerulea) ve Allium gibi bitkileri içerisinde barındırıyor.

Apollon ve Daphne – (Laurus nobilis)

‘Apollo and Daphne’ by Giovanni Battista Tiepolo

Ovidius,Metamorfoz eserinde Apollon ve Daphne’nin hikayesine yer verir,hikaye güneş ve müzik tanrısı olan Apollon’un aşk tanrısı Eros ile alay etmesiyle başlar. Egosuyla sınanacak olan Apollon’a bir ders olarak ise Eros,güneş tanrısına altın oku yani aşk okunu,her şeyden habersiz nehir ruhu Daphneye ise kurşun oku yani nefret okunu saplar. Halihazırda bekaret yemini etmiş ve evliliğe ilgisi olmayan Daphne ise bu okun etkisiyle Apollon’a karşı nefretten başka bir şey hissetmez,onunla görüşmeyi reddeder. Saplandığı aşk okunun etkisinde olan Apollon ise Daphne’nin peşinden koşar. Apollon’un ısrarına dayanamayan ve kovalamacadan yorulan Daphne sonunda bir nehrin kıyısında durur ve babası Peneus’a onu kurtarması için yalvarır,bunun üzerine Peneus ise kızını bir defne ağacına dönüştürür. O günden sonra defne; bilgelik, zafer, arınma ve sonsuzluk sembolü olur.

Daphne’nin dönüştüğü ağaç Laurus nobilis yani akdeniz defnesi gerçek bir bitkidir. Geleneksel tıpta eski çağlardan beri bilinmesinin yanı sıra mitte de yer aldığı gibi askeri ve spor müsabakalarında barışın sembolü ve zaferin işareti olarak kabul edilir. Mitolojide arınma ve saflığı sembolize ederken tıbbi kullanımda ise antiseptik ve antibakteriyel etki gösterir. Uçucu yağlarındaki cineol ve eugenol, mikropları öldürür. Bilgelik sembolizmeyle aromaterapi yağlarındaki ferahlatıcı etkisini,dinginlik ve koruma sembolizmini ise defne çayının spazm giderici ve sindirim dengeleyici etkisi ile bağdaştırabiliriz.

‘Mountain Landscape with Narcissus’ by Jacob Pynas

Narcissus – (Narcissus poeticus)

Yine Metamorfoz’da Ovidius bu sefer Narcissus’un hikayesinden bahseder. Nehir tanrısı Cephissus ve perilerin en güzeli olan Liriope’nin oğlu olarak doğan Narcissus ölümlülerin en yakışıklısı olarak nitelendirilir,bu alımlı oğlan güzel olduğu kadar kibirlidir de öyle ki ona aşık olan her ölümlüyü ve ölümsüzü acımasızca reddeder. Tanrılar ise bu kibri yüzünden onu cezalandırır,bir gün bir nehirdeki yansımasına bakan Narcissus lanetlenir ve yansımasına aşık olur,o nehrin başında o kadar çok zaman geçirir ki o nehre düşüp ölür ve nergis çiçeğine dönüşür. Bu hikayenin kahramanını Narcissus ise adını başlıktan anlaşılabileceği gibi bir çiçek familyası olan nergisgillere ve mitte sembolizmini de yaptığı ‘narsisizm’ kelimelerine de köken olarak bırakmıştır.

Bu mitte Narcissus’un dönüştüğü çiçek Narcissus poeticus yani nergistir. Mitolojide kibri temsil eden nergisin türleri lycorine ve narcissine gibi zehirli alkaloidler içerir,aşırı alındığında kusma, bulantı, kalp etkileri olabilir. Ayrıca mitte güzelliğin sembolü olarak anılan bu bitki kozmetikte parfüm ve aromatik ürünlerde kullanılır,kurutulduğunda ise dekoratif ve aromatik özelliklerini korur. Tıpta alkoidlerin düşük dozlarının ise hafif spazm çözücü ve sedatif etki gösterdiği bilinir,mitte yemeden içmeden kesilip sadece yansımasına bakan Narcissus’un yaşadıklarına paralel olarak gösterilebilir.

Illustration to Tennyson’s “The Lotos-Eaters” by W. E. F. Britten, 1901

Odysseus ve Lotus-yiyenler – (Nymphaea caerulea)

Homeros Odysseia adlı eserinde Odysseus ve tayfasının lotus-yiyenlerin toprağına ayak basışını anlatır Odysseus bu toprağı keşfetmeleri için 3 askerini gönderir,Odysseus’un gönderdiği üç keşif eri ise adalıların onlara ikram ettiği adanın meyvesini tatmışlardır. Mitte de ‘günışığı ve nektar’ tadında olarak anlatılan lotus meyvesini yediklerinden dolayı huzurla dolar ve geçmişi unuturlar,geride onları bekleyen ailelerini de tayfalarını da hatırlamayıp kendilerini tembelliğe teslim ederler. Hikayede dünyadan koparıcı etkisiyle öne çıkan bu bitki tembelliğin sembolü olarak görülür.

Bu mitte lotus olarak tanımlanan bitki Nymphaea caerulea yani mavi lotustur. Hikayede dünyadan koparıcılık etkisiyle dikkat çekmesi tamamen asılsız değildir,Nymphaea caerulea nuciferine ve aporphine hafif sedatif, rahatlatıcı etkili alkaloidler içerir. Ada sakinlerinin bitkiye olan tükenmeyen açlığı ise alkaloidlerin uyarıcı ve sedatif etkisiyle bağımlılık hissi yaratmasıyla paralellik oluşturmaktadır.

‘Circe Invidiosa’ by John William Waterhouse

Odysseus ve Kirke – (Allium)

Homeros yine Odysseia adlı eserinde Aeaea adasına ,mite göre Kirke’nin hapis olduğu ada, yolculukta bulunan Odysseus’u ve tayfasını anlatır,evine izinsiz ayak basan bu gezginleri cezalandırmak adına cadı tanrıça Kirke bu tayfanın bir kısmını domuza çevirir. Haberci tanrı Hermes tarafından bu konuda uyarılan Odysseus onu bu büyüden koruyacak olan moly bitkisini hevesle kabul eder ve büyüden etkilenmez. Bu mitte yer alan moly bitkisinin tam karşılığı bilinmese Amaryllidaceae familyasına ait Allium cinsine ait olduğu bilinmektedir.

Diğerlerine kıyasla kesin bir tür saptanamasa da bu bitkinin Allium cinsi olduğu saptanmıştır. Mitolojide koruma özelliğiyle öne çıkan bu panzehir özellikli bitki tıpta da antimikrobiyal, toksin azaltıcı ve koruyucu özellikler gösterir. Odysseia’da kara köklü, beyaz çiçekli tanımıyla öne çıkması da arındırıcı özelliklerinin yanında görünüş olarak da bu bitkinin Allium nigrum veya Allium moly olabileceği kanılarını güçlendirmektedir.

Bu yazıdan da anlaşılabileceği gibi mitlerde yer alan unsurların tamamen asılsız olduğunu söyleyemeyiz,hikayelerin doğruluğu sorgulanacak noktada olsa bile bitkilerin tıbbi kullanımlarına ev sahipliği yapmaktan psikolojide geçen terimlere ismini vermeye kadar günlük hayatımıza katkısı yadırganamazdır.

KAYNAKÇA

Show 4 Comments

4 Comments

  1. Ilgın Demirel

    Mitlerin ve bilimin bu şekilde birleştirilmesi harika olmuş. Ellerine, emeğine sağlık Samiracım!

  2. Tuğçe

    Çok güzel bir konu, yazıyı ve anlatım şeklini de çok beğendim. Çok keyif alarak okudum ellerine sağlık Samira🫶🏻

  3. Begüm Nur Aksu

    Mitolojik hikayelerin arkasındaki doğa ve bitki sembollerini bu kadar net anlatman konuyu çok ilgi çekici hale getirmiş. Başarılı bir yazı olmuş. Samira Hanım’ın bundan sonraki çalışmalarını sabırsızlıkla bekliyorum!!

  4. Beyzanur Tatlı

    Mitler hakkındaki önyargıların kırıldığı, oldukça etkileyici ve öğretici bir yazı olmuş. Keyifle okudum; özenle hazırlayan Samira Hanım’ın ellerine sağlık.

Tuğçe için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir